Sağlık Liyakat-Sen Genel Başkanı Mehmet Demirel yapmış olduğu açıklamada;Aile hekimliği yönetmeliği 01.11.2024 tarihinde yürürlüğe girmiştir.Bu yayımlanan yönetmelik ile Aile Hekimliğinde Görev yapan Çalışanlarımızın sorunlarını çözmek yerine sorunlarına sorun katmaktan ileriye gidememiştir.
Demirel ; Sağlık Liyakat-Sen olarak Sivil Toplum Kuruluşları ve dernekler ile bu yönetmeliğin sahaya ve Çalışanlarımıza zararını kanunlar çerçevesinde defaten söyledik ve söylemeye devam ediyoruz.
Demirel ; Üzülerek gelişmeleri yakından takip ederken maalesef; Bugün bazı stk bu hukuksuzluğu kendi çıkarları doğrultusunda kullanması ve 5,6,7 kasım tarihlerinde aile hekimliği Yönetmeliğine itiraz etmek için iş bırakma kararı almış bulunmuşlardır.
Demirel; Takdir edersiniz ‘ki “İş bırakmak kanunsuz olarak görmektedir. 1982 Anayasası’nda yapılan değişiklikle memurlar ve diğer kamu görevlilerine toplu sözleşme yapma hakkı getirilmiştir. Bu çerçevede 4688 sayılı Kanun’da da gerekli değişiklikler yapılarak toplu sözleşmenin esas ve usulleri belirlenmiştir.
Bu bağlamda, Anayasa’nın 53’üncü maddesinde memur/sözleşmeli kamu personeli için toplu sözleşme hakkı düzenlenmiş iş bırakma (grev hakkı ) ise 54’üncü maddede sadece işçiler için düzenlenmiştir. Bu çerçevede memur/sözleşmeli kamu personeli için, ayrıca anayasal düzenleme gerekmektedir.
Diğer yandan, 657 sayılı Kanun’un 125/E-a maddesinde; ideolojik veya siyasi amaçlarla kurumların huzur, sükun ve çalışma düzenini bozmak, boykot, işgal, kamu hizmetlerinin yürütülmesini engelleme, işi yavaşlatma ve iş bırakma ( grev) gibi eylemlere katılmak veya bu amaçlarla toplu olarak göreve gelmemek, bunları tahrik ve teşvik etmek veya yardımda bulunmanın memuriyetten çıkarma cezası ile cezalandırılacağı hükme bağlanmıştır.
657 sayılı Kanun’da yer alan bu kadar açık hüküm karşısında memurları/sözleşmeli kamu personelini ideolojik amaçlarla iş bırakmaya (grev yapmaya) davet etmek tehlikeli bir girişimdir ve gelecekleriyle oynamaktır. Bu tür davranışların da alışkanlık haline getirilerek nasıl olsa bu kadar büyük bir kitleye ceza verilemez denilmesi ise doğru bir yaklaşım olmayacaktır.
Ayrıca, Danıştay’ın vermiş olduğu karar bağlayıcı olmayıp, değişme riski olan bir karardır. Kaldı ki verilen kararlarda oybirliği bulunmamaktadır. Diğer bir husus da yapılan yeni atamalarla Danıştay’da çok büyük bir değişiklik olmuş ve bunun kararlara yansıyabileceği hususu gözden kaçırılmayarak memurların/sözleşmeli kamu personelinin hukuka aykırı hareket etmesi doğru değildir.
Demirel; Sivil Toplum Kuruluşların birinci görevlileri üyelerin hak ve menfaatlerini yasal çerçevelerde korumak asli görevleridir. Üyelerini tehlikeye atacak eylemlerden uzak durmaları gerekir.
Bu hususlar çerçevesinde Sağlık Liyakat-Sen Yönetimi olarak hukuk çerçevesinde mücadelemize devam ediyoruz. dedi.